Uzaktan gelen bir müziğin sesi ile “doğru yerdeyiz” dedik. Uzun zamandır bu kadar doğru kaç yerde bulunduk acaba, diye düşünerek, sese doğru yaklaştık…Yaklaştıkça büyüdü ses, sese kalabalık ekleniyordu ben yaklaştıkça ve mor, yeşil, pembe, siyah, kızıl, isyan, turuncu, aşk, kent, orman, insan, bayrak, baret, gaz maskesi, güneş gözlüğü, güneş, gölge, sıcak, soğuk her şeye karıştık; karıştıkça büyü İstanbul… Kendimizi müziğe kaptırdıkça anlamlandı hayat ve bu istediklerimiz…
Biz dedik ki; Nie odime so revolt, mečtaja, lubof, i so hrabrosti… İsyanla, düşle, aşkla, cesaretle yürüyoruz… Bizim gibi düşünen onbinlerce insanla Kadıköy’deydik. Belki nasıl bir kent istediğimizi uzun anlatmamız gerekirdi; ama biz nasıl bir kent istemediğimizi çok iyi biliyorduk! Yaşamın her alanında yaşadığımız kent için alınan kararlarda “var” olmak istiyorduk. Sesimizin son tınısına kadar bağırmak için Kadıköy’deydik. Her fraksiyondan dostlarla omuz omuza idik…
Şarkılarla, marşlarla yürüyorduk, sadece kentimiz değil, ülkemiz de ellerimizde şekilleniyordu o an! Artık biliyorduk ki “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, mızrak çuvala sığmıyor ve biz artık bu gidişe son vermek için alanlardayız”.
Tam Kadıköy İskele Meydanına giriş yapmıştık, tam halaya durmuştuk ki birden bir ses duyduk ve ardından bir duman silsilesi ve ardından bir anons “polisle müdahaleye maruz kalan dostlarımız arasında insan barikatı kuralım lütfen!” “arkadaşlar lütfen provokasyona gelmeyin, alana doğru giriş yapın lütfen, yaşlılar, çocuklar ve engelli dostlarımızı düşünerek hareket edelim!” “Lütfen az evvel ki coşkumuzla mitingimize devam edelim!”… Birden tüm coşkumuz ve heyecanımız uçuvermiş, yapılacak müdahaleye göre kendimizi ve kentimizi savunmaya nasıl geçebiliriz üzerine, Gezi Deneyimi de yaşamış dostlarla plan yapmaya başlamıştık…
Ve artık müdahale edilecek an’ı bekliyorduk; biz miting alanında olduğumuz müddetçe bu müdahale gerçekleşmedi, fakat Kadıköy’ün ara sokaklarında çoktan çatışmalar başlamıştı. Çocuklar, yaşlılar ve engelli dostlarımız yavaş yavaş alanı terk ediyorlardı ve bana “artık karar alma zamanı bizde” dedirten coşkumuz uçup gitmişti.
Her şeye rağmen biliyorduk ki bu bir uzun yürüyüş… Bu yürüyüşe omuz veren onbinlerle birlikte aynı heyecanla o alandaydık ve biliyorduk bu sadece bir “başlangıç”…
Ve biliyorduk ki;
PATAT E DALAG, ZAEDNO ODİME !
YOLUMUZ UZUN, BİRLİKTE YÜRÜYORUZ !
Duygu Doğan / Pomaknews Agency İstanbul / 22-12-20013
About Post Author






Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.