Anzavur’un Biga’ya Girerek Hükümet Konağına Yerleşmesi
İkinci Anzavur Ayaklanması, bölgedeki olayların ortaya çıkardığı huzursuzluklardan ve İngilizler ile temasta bulunan bir takım kimseler tarafından meydana getirilmiştir. Ahmet Anzavur da daha önce elde ettiği küçük muvaffakiyetlerine dayanarak, bir türlü dinmeyen kininin ve hırsının etkisiyle bu ayaklanmanın başına geçmiştir.
Ahmet Anzavur’un birinci ayaklanma hâdisesinde adı geçen Edremit Kaymakamı Hamdi Bey’in talimatlarıyla Dramalı Rıza Bey, 26/27 Ocak
1920 gecesi Gelibolu Yarımadası’nın Akbaş mevkiinde Fransız askerlerinin muhafazası altında bulunan, Osmanlı-Rus muharebelerinde zaptedilmiş bulunan birçok silah ve cephanelerle makinalı tüfekleri mahirane bir şekilde cesaretle uyguladığı bir gece baskını ile elde etmiş ve hepsini sabaha kadar Anadolu kıyılarına taşımıştır. Hamdi Bey Anadolu kıyısında da önceden hazır bulundurttuğu çeşitli kara taşıtları ile bunları Biga civarındaki Yenice’ye getirtmiştir. Daha sonra Biga’ya gelen Hamdi Bey, millî teşkilatın burada kuvvetlenmesi ve genişlemesi için büyük bir gayretle çalışmaya başlamıştır.
Bu tarihte Biga’da millî kuvvet olarak görünen ve kazanın asayişini de üzerine almış bulunan Kara Ahmet’in emri altında bir milis kıtası mevcuttu. Köylere kadar genişlettiği bekçi teşkilatı ile halktan zorla para toplayan ve yapmadık kötülük bırakmayan Kara Ahmet’ten ahali hoşnut değildi. İşte Hamdi Bey bu şartlar içinde Biga’ya gelmişti. Kısa zaman içinde etrafına topladığı cesur ve vatansever küçük bir kuvvetle yaptığı bir baskın sonunda Kara Ahmet ve on kadar yakın adamını yakalayıp Biga Cezaevine hapsetti. Bunun üzerine çetenin diğer adamları da tek tek dağılarak kasabayı terk etti ve hareket ilçede ve köylerde sevinç yarattı.
Serbest kalınca daha rahat çalışmaya başlayan Hamdi Bey, Akbaş’tan getirdiği silahlarla donattığı Askerlik Şubesi başkanının yardımıyla da 500 kadar genç topladı. Bandırma’daki 14. Kolordu Komutanı’nın talimatları ile bu gençler Biga’daki 190. Alay’ın 2. Taburu emrine verildi. Ayrıca Gönen’de bulunan 180. Alay’ın 1. Taburu’ndan da Biga’ya bir müfreze gönderildi.
Böylece ilçede kuvvetler çoğaldıkça, bunların eksikleri de kendini hissettirmeye başladı. Bu bakımdan paraya ihtiyaç duyuluyordu. Elinde parası bulunmayan Hamdi Bey ihtiyaç duyduğu parayı halktan toplama yoluna gitti. Bu tür muameleden bıkmış olan halk yeniden huzursuz olmaya başladı ve Pomaklar, kendilerinden olan Kara Ahmet’i aynı sebepden dolayı hapseden Hamdi Bey’e cephe almaya başladılar. Pomakların daha önce kaçıp kurtulan ve saklanmış olan bazı elebaşları Hamdi Bey’in bu hareketinden istifade ederek, Akbaş hadisesini bir türlü hazmedemeyen ve Karabiga, Çanakkale dolaylarında dolaşıp duran İngilizlerle temasa geçtiler. Yine bu civarda bulunan Ahmet Anzavur’da yöredeki Çerkez köylerinde dolaşmaya başladı. İşte bu karışık durumdan faydalanan Pomaklar, Gavur İmam (İmam Fevzi) ve Çerkezlerden Şah İsmail adında iki elebaşı etrafına topladıkları 200 kadar silahla, 1000’den fazla baltalı, bıçaklı ve sopalı köylülerle 16 Şubat 1920’de bir pazar günü Biga’ya saldırdılar. İlçede bulunan ve erlerinin çoğu Pomak olan 190. Alayın 2. Tabum bir iki silah sesi ile eksik eğitim ve disiplin sebebiyle dağılınca Pomaklar meydanı boş bulmuş ve Gavur İmam komutasında ilçeye girmişlerdir. Asilerin ilçeye girmekte olduğunu gören Kani Bey, derhal evine koşarak, daha önce cezaevinin kapısı önüne yerleştirilen makinalı tüfekle mevkuf olan Kara Ahmet ve arkadaşlarını öldürtmüştür.
Pomakların Biga’yı işgal ettiğini öğrenen Ahmet Anzavur 17 Şubat 1920’de 15 kadar adamıyla birlikte Biga’ya gelerek Hükümet Konağı’na yerleşmiş ve ayaklanmanın idaresini eline almıştır.
Öldürülen Kara Ahmet’in intikamını almak isteyen Pomaklar, bir Rum evinin ikinci katına saklanmış olan ve cephanesi bittiğinden dolayı kendini savunma imkanı bulamayan Kani Bey’in vücudunu kurşunlarla delik deşik ettikten sonra ölüsünü de balkondan sokağa atmışlar, daha sonra Jandarma Yüzbaşısı İsmail Hakkı ile koğuşta yatan hasta iki jandarma ve bir piyade erini de şehit etmişlerdir.
Asiler, 18 Şubat 1920 günü Hamdi Bey’in yanında çalışan İnebolu’lu Üsteğmen Rıza ile Teğmen Besim’i ele geçirerek hükümet konağına getirmişler, evvela Üsteğmen Rıza’nın elbiselerini soyup vücudunu hedef gibi kullanarak bir çok bıçak vuruşu ile şehit etmişlerdir. Teğmen Besim’i de soyarak öldürecekleri sırada bölgenin ileri gelenlerinden nüfuzlu bir Çerkez’in müdahalesi ve ricası üzerine vazgeçmişlerdir. Asiler Biga’ya girdikleri gün, henüz ilçeye yeni gelen Topçu Taburu Komutanı Binbaşı Kazım Bey ortadan kaybolmuş ve taburun topları âsilerin eline geçmiştir.
About Post Author






Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.