
Dünyanın neresinde yönetmekte sıkışmış bir kapitalist iktidar varsa orada kadına karşı şiddet zirveye oturuyor. Bu kadına karşı direk politik şiddetten başlıyor ve kademe kademe izdüşümü olarak aşağı sınıflara kadar, hanelere kadar sirayet ediyor.
Pomak halkı içersinde köyleri itibarıyla komünal ilişkilerin tümüyle yok olamaması, genelekler üzerinde kendini var edebilmeye calışmasından dolayı kadına karşı saygının, hürmetin, karar alıcılığındaki etkisinin sürmesi nedeniyle bir halk olarak geneleklerinde kadını ezen, horlayan, şiddet uygulayan bir töre çıkarmak, münferit olayları saymaksak zordur.
Pomak kadını, Balkanlardaki yüzyıllar süren soykırımı, şiddeti, tecavüzü, göç yollarını yoksullukla beraber icselleştirerek soyunu kurtarmaya çalışmış erkeğiyle beraber işkencenin, tecavüzün, soykırım girdabından çıkmaya calışmıştır.
Soykırımdan kurtulma mücadelesini ,soyunun devamını sağlaması çabasıyla sürdüren Pomak kadını ,rahat bir soluk alması beklenirken, göçle ulaştıkları yerlerde asimilasyonun ağır, soğuk ve acılı yüzüyle karşılaşmıştır.
Çocuğuna analarının dilini aktarmasının” cehalet” , iyi bilmediği bir dili çocuklarının” geleceğini “ kurtarmak adına öğretemediğ için “beceriksiz” olgusuyla karşı karşıya kalmıştır. Pomak kadını binlerce yıldan süzülüp, damıtılmış kültürünün” yabanıl” ve “gereksiz” olma, aşağılanmasını yaşarken, erkegi ise asimilasyonla daha maddi olarak yüz yüze gelerek, kanun, karakol dayağı, hapis, sürgün, para cezası, itibarsızlaşma, sözünün kaale alınmaması gibi asimilatif öğelerle yaşaması, zaman zaman tercihlerini bu koşullara göre belirleme eğiliminde olması kadın ile erkek çelişkisi olarak yansımasına neden olurken , bir de buna yokluk, yosuluk eklenice aile içi şiddetin, kadına karşı şiddetin maddi koşulları oluşmaya başlamıştır.
Modern çağın Pomak haneleri çağın iki temel çelişkisi olan ,etnik çelişki ve sınıfsal çelişki ile yüz yüze kalınca; kadın erkeğe, erkek kadına düşman hale gelmeye başlamıştır. Erkek üretimden uzaklaştıkça asimilasyona yanaşmış, asimilasyona yanaştıkça kadına şiddetin izleri oluşmaya başlamıştır., Pomak kadını ise üretimin içinde düşüncesini ve tavrını daha dik tutarak asimilasyona direnme noktaları oluşturmaya calışmıştır.
Asimilasyonun azgınca saldırıları sürdüğü müdetçe haneyi, analarının törelerine göre yöneten onurlu Pomak kadını yerine “ hakim ulusun dilini öğretemeyen” beceriksiz” , “gerici” “cahil” bir kadın algısını topluma enjekte edilmiş.
Aşağılık, yetersizlik, cahillik algısı yaratılarak komünal geleneklerde birbirlerine saygıllı yaşam tarzını ,bir birlerine düşman kadın ve erkekler haline getiren, bunu sınıfsal ve asimisyonal politikaları gereği uyguluyan mevcut sistem , yer yer başarıda elde ettiğini üzülerekte olsa görüyoruz .
Çağımızda modern Pomak hanelerinin Türkiye toplumun sorunlarından ve çelişkilerinden azade olmadığı düşünürsek, Pomak erkeklerinin Pomak kadınlarına şiddet uygulamadığı savını ileri sürmek doğru değildir.Reel gerçeklikle de uyuşmamaktadır.
Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.