Nie sme Pomatsi -III-

 “Geçmişte kızlar okula gitmezdi” diyor Ahmet Sianko. Karısı Nurşen Karacholsta’da “1993’e geribaktığımızda sadece arkadaşımla ben İskeçe’de ortaokula giden öğrencilerdik. Diğerlerinin hepsi okulu terketti” diyor.

“Sınavlara tekrar girdim”

Myki’den Erhan Kechagia şunları söyledi: “Kış geldiğinde mahsul üretemeyiz. Her şey donar. Benim sadece birdükkanım var. Nasıl geçinebildiğimi hala bilmiyorum. Büyük bir ailenin babası, köydeki gençlerin zamanlarının çoğunugeçirdikleri internet kafenin sahibi ve geçmişteki hatalarını doğrultmaya çabalıyor. Başkalarına tamir ettirmeye yetecekparası olmadığından kafedeki bilgisayarları kendisi onarıyor. Sonra da şöyle düşünmüş: “Oldu olacak herşeyi baştanitibaren öğrenivereyim. Eskiden bizim okulu bitirmemizi teşvik eden kimse yoktu!”

40’lı yaşlarında olan Erhan okula dönmeye karar veriyor: “Yetişkinler Eğitim Kolejine gittim ve mezuniyet sınavlarımagirdim. Sonra da meslek okuluna gittim, IT [Bilişim Teknolojisi] üzerine uzmanlaştım ve Üniversite giriş sınavlarına girdim.Şindi de Kavala’ya Teknoloji Enstitüsüne araçla gidiyorum. Yol uzun ama katlanmaya değer”

“O zamanlar yol yoktu. 1997’de korkunç seller oldu ve bütün köy çamurla kaplandı. Ondan sonra gereken işleri yaptılarama ardından bizi hemen unuttular.” diyor.

Erhan, çocuklarının geleceği hakkında endişeleniyor. “Buralarda hayat yok, geriye tek kalan şey bir katır alıp dağaçıkmak. En büyük kızımızı yurtdışında okumaya gönderebilirsek, göndereceğiz.”

 

Sminthi’den Nurşen Türkiye’de süslemeli başörtü yapma sanatını öğrenmiş.

Pomakların gözde öğretmeni

 

Echinos’taki Azınlık İlkokulunda Rum Dili öğretmeni olan Ioanna Mantzari çocukların buraya Yunanca öğrenmeyegeldiklerini söylüyor. Yunanca dersi öğleden sonra saat 4’te başlıyor ama onlar daha 1 saat öncesinden burada hazıroluyorlar ve evlerine kursun bitiminden bir saat sonra ancak dönüyorlar. Öğretmenlerini çok seviyorlar. “Cemile ilk geldiğinde hiç Rumca konuşamıyordu. Ebeveynleri de pek yardımcı olamıyor çünkü evde ana dilleri olan Pomakçayıkonuşmaktalar. Yunancayı sadece yabancı dil olarak öğreniyorlar.” diyor Müslüman Azınlık Çocuklarının EğitimMerkezi’nde (Kespem) Yunan Dili öğretmeni olan Ioanna Mantzari.

Kendisi Kavala yakınlarındaki Chrysoupoli’den, yarısı yollardaki virajlar olan 85 kilometre uzunluğundaki bir yoldangeliyor. “Programa ilk 2011’de başladım. Azınlıklarla bir irtibatımız olmadığı için başlangıçta zordu. Ama ebeveynlerolumlu. Ekonomik açıdan durum Kavala’dan daha iyi. Erkeklerin tümü yurtdışında çalışıyor.” diyor.

Dersler haftalık esasına göre yapılıyor. Öğretmen her gün başka bir köye gidiyor. Şimdilerde Emine, Fatma, Savla, Berna, Pousra ve diğer kızların artık Yunan peri masallarını rahatlıkla okuyabilmelerinden gururla bahsediyor. “Bütün yazboyunca onları eğlenmek için okumaya teşvik ediyoruz. Yunanca kitapları okuyoruz– ve küçük bir kütüphane kurduk.Şimdilerde ‘Echinos Ormanı’ isimli çevrecilik ile ilgili bir oyunun provalarını yapıyoruz ve oyunu Tenekedoupoli’desahneye koyacağız.” Bizi bir şarkı ile uğurladılar. Küçük bir kız: “Mussolini kadın kıyafeti giyse nasıl olurdu?” isimli Sofia Vembo’nun savaş zamanından kalma bir manisini okuyor. “Ya da Dimitris Tsankis’ten bir şarkı da olabilir.” diyor

 

Türkiye ile Yunanistan Arasında

Pomak gazeteci Sebahattin Karahoca yazdı.

 

Pomak gazeteci Sebahattin Karahoca.

Pomakların kültürü yavaş yavaş kaybolmakta. Yunanistan’da kimse onu kurtarmak ya da yeniden tazelemek ileuğraşmıyor. Yıllar boyu Türkiye süregiden ve uzun vadeli bir proje olarak Pomaklar da dahil olmak üzere Trakya’nınMüslüman azınlıklarını Türkleştirmeye çabaladı. Dönemin Yunan yönetimlerinin pasifliği de onların bu çabalarınıkolaylaştırdı ve hiç kimse Pomakların Türkleştirilmesini önlemeye gayret göstermedi. Bunun sonucu olarak ta Pomak kültürü, daha geniş olan Türk kültürünün içinde temsil edilmeye devam ediyor ve hatta birçok Pomak ta kendilerini gururla Türk olarak beyan ediyorlar.

Özetlersek, Pomaklar kendilerini Yunan devletinin ayan beyan ilgisizliği ile onlar hakkında iddialarda bulunan Türkiyearasında yakalanmış buluyor. Bunun üzerine Yunan devletinin Trakyalı Müslüman nüfusa sunmakta olduğu AzınlıklarEğitimini de eklersek durum açıkça trajik bir hal alıyor. Bu okullara eğitim diyebilmek mümkün değilken hepimizin de bildiği gibi eğitilemeyen kesimler en kolay sömürülenler oluyor.

İngilizce aslından çeviri :

Hikmet Pala / Pomaknews Londra

 

About Post Author

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail