POMAK HALK GERÇEKLİĞİ IŞIĞINDA , ÜTOPYALAR YANLIZLAŞTIRIR, GERÇEKLER YAKINLAŞTIRIR.

Gelinen bu aşamada ,pek çok yerlerde farklı düşüncede olan kesimler,kişiler, herzaman (işin doğası gereği) kendi dünya görüşleri doğrultusunda; gelişmekte , yada oluşturulmakta olan Pomak mücadelesini yönlendirme çalışmalarında bulunmaktadırlar.
Bu konudaki görüşlerin niyetlerini gözönüne almadan objektif olarak ele almak gibi bir tarihsel sorumluluğumuzunda olduğunu unutmamak gerekiyor.
Kimdir bu Pomaklar ?
Pomaklar en genel tanımıyla ‘Pomakça’ konuşan(slav dilinin bir dialekti), slav kökenli , Balkanların altı ülkesine [Bulgaristan-Yunanistan-Türkiye-Makedonya-Arnavutluk ve Kosovo ] yayılmış, çoğunluğu müslüman bir azınlıktır.
Pomakların Balkanlara gelişi diğer slav kavimleriyle birlikte 5-6. yy lara denk gelmektedir.Balkanları büyük oranda istila etmiş olan bu Slav kavimleri henüz halklaşma sürecine o dönemde girmemiş olduklarından kendi kavimsel isimleriyle anılmakta idiler.Daha sonraları Paganist inanışa sahip olan bu kavimler Hristiyanlaşmaya başlayınca ,edindikleri mezhepler doğrultusunda kendi aralarında ayrışmalara başlamışlardır.Sırplar ortodoks,Hırvatlar katolikliklikle ayrışmışlardır,Arada kalan kesim ve özellikle Pomaklar Hristiyanlığa, Zerdüştlüğün ve Manizmin Balkan uyarlaması olan bir inanç biçimiyle,yani Bogomilizm inancıyla isyan etmiş ve 8-9. yy da kendi halklaşma sürecini başlatmıştır.
Günümüzde bile Makedonyadaki Torbeş Pomaklarının ismi olan “Torbeş” ismi o dönemde,yani Pomak ismi henüz kullanılmadan önce kullanılmaya başlanmış eski isimleridir.Pomakların Bulgarlaşmaya karşı ve kendi halklaşma sürecini başlatmasının asıl temelinde yer alan ilk isyanlar, slav kavimlerinin ,slav olmayan Bulgarlar içerisinde erimeye başlamalarına bir tepki olarakta ortaya çıkmış ve Rodopların slav halkı Bulgarlaşmaya karşı çıkmıştır.10.yy larda doğmuş olan bu Bulgar ulusu [daha evvel Puruto Bulgar denilen ve Türk boylarından sayılan bir kavim idi] artık isim olarak Bulgar ama içerisinde Türk,Vlah,Kuman,Trak ve çoğunluk Slav ağırlıkla ve slav dilli oluşmuş melez bir halk olarak tarihteki yerini almıştır.
Buna karşı [Bulgarlaşmaya karşı] direnen Pomak kavimleri slavlik özünü korumuşlar ve Bogomilizm inancınında ayırt edici etkisiyle de direnişe geçmişlerdir. Bundan dolayıdırki çoğu Slavlığı savunan Bulgar tarihçi, Pomakçanın antik Bulgarca, yani melezleşmeden [Modern Bulgar ulusu doğmadan önce] önceki slavların kullandığı dil olduğunu özellikle belirtmektedirler.
Pomakların atalarının slav kavimleri olduğunu ve Bogomil isyanlarına sadece slavların katıldıklarını pek çok ünlü bilimadamı şu şekilde anlatmaktadır.
“”Bogomillik doğal bir evrim değil,özel şartlarda,özel amaçlarla,özel bir coğrafyada ortaya çıkmış bağımsız ve orjinal bir inanç sistemi olarak kabul edilmektedir”” Bu açıklama Pomak halkının kendi çizgisini çizmeye başladığını ve var olan halklardan bağımsız olarak kendi başına bir yol izlemeye başlamış olduğunu bize göstermektedir.
“”Obölensky: Bu mezhep özellikle Bulgar ve Yunanlılaşmış yüksek tabaka mesuplarına,yani Bulgar Boyarlar’a ve Knezler’e karşı çıkan Slav köylüler arasında çok revaç bulmaya başlamıştır.””
Esasen Bogomilliğin ilk olarak görüldüğü yer olan Makedonya’nın Dragovit [Dragovica Kilisesi’nin ortaya çıktığı yer] bölgesi idi.Buda Pomakların ataları içerisinde sayılan Slav kavimlerinden olan Dragüviti kavmının yerleşim alanıdır ve kilisenin ismide o yüzden Dragovit Kilisesidir. Günümüzde de bu bölge Pomak yerleşim alanları içerisinde yer almaktadır.
Pomak adlandırmasının kökeni !
Pomakların Bogomil isyanları çok kanlı ve 100 yıllarca süren katliamlarla bastırılmaya başlanmış olması Pomak isminin alınmasına da etki etmiş ve Makedonyadan kullanılan ve ilk süreçlerde ortaya çıkmış olan Torbeş ismi artık Pomak [Pumachen : acı çeken] ismine dönüşmeye başlamıştır. Zaten Pomak söylenişi aslında salt Türkçeden ileri gelmektedir. Pomakçada yada Slavcada Pomaklara, Pumachen denir. Ama bu ayrımı görmeyen fanatik Türk yazarların bir kısmı Pumachen in Türkçe telafuzu olan Pomak söylenişinden yola çıkarak Pomakları , salt Balkanlarda Osmanlıya yardım etmişlere verilmiş bir isim olayına indirgemekte ve küçümsemektedir.
Pomak halkının gerek Bogomil inancının islamiyete benzemesinden kaynaklı [Bogomiller oruç tutatarlar,günde beş vakit dua ederler,kiliseleri ve hacı tamamen reddetmişlerdir. Haç yerine kendi inanç simgeleri olarak ay yıldızı kullandılar ve mezar taşlarına da ay yıldızı çizdiler.Ancak Bogomil ay yıldızının Türk ay yıldızı ile bir ilgisi yoktur.Bogomillerin inançlarına göre cennetlik olanların ruhları vücuttan ayrıldıktan sonra cennete giderken bir süre ay ve yıldızlarda kalıyorlarmış. Bu yüzden, Bogomiller,ruhlarının bu geçici vatanlarını kendilerine bir sembol olarak almışlardır. Hamzaoğlu,Balkan Türklüğü.s-451] ve en büyük etkenlerden olan 100 yıla yakın hristiyan fanatizminin katliamlarıyla soykırımdan geçirilmiş olamalarının da etkisiyle, bölgeye güçlü bir giriş yapan Osmanlı saflarında yerlerini almışlardır.
Pomakların islamiyete geçişleri Bektaşi dervişleri aracılığıyla olduğundan Alevi kökenleri mevcuttur. Hatta Şeh bedrettini hareketininde büyük kitle tabınıda oluşturmasına yol açmıştır. Kimi araştırmacılara göre Bogomil inancı balkanlarda Bedrettini hareketinin , batıda ise protestanlığın temellerininde atılmasını sağlamıştır, Bogomilizm mirası üzerinden bu düşünce akımları şekillenmiştir. Fakat Osmanlının sünniler tarafında yer alması ve Cumhuriyet Türkiyesinin de bu çizgiyi sürdürmesi sonucu, günümüzde Alevi inancında Pomak hemen hemen kalmamıştır diyebiliriz.
Pomaklar Osmanl-Rus savaşı sonucunda tarihinin en büyük soykırımına uğramış ve yaşadığı toprakların %70 ini terk ederek bugünkü Türkiye sınırları (o dönemde halen Osmanlı topraklarıydı) içerisindeki yerleşim alanlarına gelmiştir.Halende günümüzde bundan dolayı diğer tüm parçalardan göçle gelerek Türkiyede toplasmış olan 2-3 milyon Pomak kökenlinin yaşadığı tahmin edilmektedir. Fakat günümüzde bu kadar kişi asimilasyondan kaynaklı kendini Pomak olarak maalesef tanımlamamaktadır.
Pomakların nüfusu konusunda elimizde çok sağlıklı bir yoktur. Fakat değişik kuruluşlarca yapılan anket ve gözlemlere göre ve yüzyıldır yaşadıkları asimilasyon faaliyetlerine rahmen kendilerini Pomak olarak tanımlayanlar toplamda 1.150.000 civarında Pomak olduğu düşünülmektedir. Bunların 600.000’inin Türkiye’de, 370.000’inin Bulgaristan’da ve 45.000 kadarının Yunanistan’da, 120.000 kadarının Arnavutlukta ve 10.000 kadarının da Kosovada bulunduğu belirtilmektedir. Tabiki bu rakkamlar halen kendini Pomak olarak kabul edenler ortalama olarak yansıtmaktadırlar. Türkiyedeki çoğunluk Pomağın artık kendisinin Türk olduğunu söylemesi gibi Bulgaristanda da kendilerini Bulgar diye tanımlayanlarda yüzbinleri bulmaktadır. Bundan dolayı Pomak nüfusunu tespit etmek oldukça zor olmaktadır.
DEMOKRATİK POMAK HARAKETİ OLARAK NE İSTİYORUZ?
Bu soru en can alıcı soruymuş gibi gelsede aslında en can alıcı soru Pomaklar kimlerdir ve günümüzde ne durumdadırlar?
Biz düşüncelerimizi açıklamaya bu noktadan başlamak istiyoruz.
Pomaklar için kimi kesimler “Ulustur ve ona uygun talepleri olmalıdır” diyerek pek çok şey ortaya koyabilmekte,yada başka bir kesim Pomaklar, zaten Türk, Bulgar veya Helen dir, dolayısıyla herhangi bir talebi olamaz demektedirler.
Oysa Pomaklar bir halktır. Bilimsel veriler aksini ispatlamadığı sürece, tarihsel mücadele bu tanımlamaları verili hale getirmedikçe , bizler Pomak Halkı tanımında bulunacağız.
Aslında bu tanım bile tam olarak altı doldurulamamış gibi gözükse de, hareketimizde asimilasyonlara karşı çıkış ve direnme noktalarında doldurulacağı muhakkaktır. Pomakların tarihsel süreç içindeki coğrafi ve ulusal sınırlarla ayrışması sonucunda Pomaklar halktır tanımlasını yapabilmek çok uçuk kalmamakta , mevcut Pomak verili durumuna bilimsel en yakın tanımlama olmaktadır.
Fakat halk tanımlaması bir sonucu ifade etmektedir ve öyle basit birşey de değildir.Bu yüzden hareketimiz Pomaklar için halklaşma yolunda ilerleyen bir kesimdir tespitini yaparak çokta yanlış söylemiş olamamaktadır. Bu süreci çabuklaştıracak uygun araçları kullanma becerisini kısa sürede edinebilme rahatlığı sağlıyacaktır..
POMAKLAR “ULUSTUR” “POMAKLAR AZINLIK GRUBU DEĞİLDİR” İKİLEMİ
Hiç bir kesim veya kimse kendisine veya başkalarına ajitatif amaçlı da olsa , provokatif amaçlı da olsa “Pomak Ulusu” veya “ Pomaklar Gurup bile değildir” türünden sözleri Pomak halkının verili durumunu tahlil edip bilimsel verilerle uyumlulamadan boşu boşuna söylemesin.
POMAKLAR ULUSMUDUR?
Ulus olunabilmesi için kabule dilen bilimsel belirlemeler şöyledir.
*Dil bütünlüğünde olmak
*Kültür bütünlüğünde olmak
*Tarih bütünlüğünde olmak
*Toprak-coğrafya bütünlüğünde olmak
*Pazar bütünlüğünde olmak.
Ulusal bir mücadele tezinde bulunmak için bu maddelerin zayıfta olsa bir arada birbirini bütünleyen biçimde olmalarını verilerle ortaya koymalıyız.
“POMAKLAR AZINLIK BİR GURUP DEĞİLMİDİR”
Yani Pomaklar ,ya Türktür, ya Bulgardır, ya Helendir,ya Makedondur, Ya Arnavuttur. Pomaklar üzerine yapılan tespitler egemen ulus sınırlarına göre değişmekle birlikte, o egemen ulusun Pomakları kendisine benzeteceği tezleri mevcuttur. Bu tezler ön yıllarca pişirilip pişirilip sunulacaktır. Yada yukarda saydığımız Ulus olabilme koşulları öne sürülerek “Mademki ulus değilsiniz bizim ulusumuzdansınız o zaman” denilmeye getirilecektir.
POMAK HALK GERÇEKLİĞİ
Pomak Halk gerçekliği ise malesefki (teorik tespitlerden ayrı) yaşadıkları egemen ulus sınırları içersinde henüz kimlik,dil ve kültür birliğine varamamış , tarihsel bütünlüğünü açığa çıkarmakta zorlanan, kısacası kendisi için Pomak olma bilincinde bir birliğine varamamış durumdadır. Pomak mücadelesi yürütenler veya yürütecek olanlar, biraz kendi gerçekliğimizi görmek zorundayız.Bunu görmeden Pomaklara ve Pomaklar için yapılan mücadeleye elbise biçmeye çalışmak,amiyane bir tabirde olsa “hariçten gazel okumak” anlamını taşıyacaktır.
Hareketimiz olarak bizlerin şu an esas aldığımız veriler;
*Dil bütünlüğümüzü geliştirmek
*Tarihimizi açığa çıkarıp görünür hale getirmek
*Kültürümüzün-folklorumuzun erozyona uğramış yönlerini onarıp yenilemek
ve bunun üzerine kendisi için Pomak olan, Pomaklık bilincini oluşturmak.
*Toprak bütünlüğü bizim irademizde olan bir şey değildir ve mevcut sınırları sorgulayan bir tavırda değiliz .
*Pazar bütünlüğü ise, Pomak kimliğiyle sınıfların oluşamamasından, burjuvazi ve proleterya sınıflarının , yada bunu yaratacak olan bir önceki düzenden arta kalmış bir devlet sınıfının olmamasından kaynaklanır. Timraş Cumhuriyeti kurucuları Osmanlı devlet sınıfının ardıllarıydılar Timraş Cumhuriyeti devam etseydi bu devlet sınıfı Pomak devleti topraklarında burjuvaziyi yaratabilir, (tıpkı Türkiye Cumhuriyetinde olduğu gibi) beraberinde Pomak işçi sınıfı oluşur ve bizlerde “modern uluslar” denen, egemen uluslar kategorisine girebilirdik. Ama bu devlet sınıfı Osmanlı devleti lehine bu hakkı kullanmaktan vazgeçmiş, Timraş Cumhuriyetini fesh etmiş, bir modern ulus olarak tarih sahnesinde yer alma şansımızı yitirmişizdir.
Diğer 3 maddenin gerekleri var oldukça bir halk olarak varlığımız devam edecek , egemen uluslar sınırları içersinde Pomak Halkı olarak onurlu bir birlikteliği sağlamak için mücadele edeceğiz.
TÜRKİYEDE POMAK AKTİVİSTLERİNİN POMAK HALK MÜCADELESİNE ETKİLERİ
Diğer bir yan ise ,özellikle Türkiyede yaşayan Pomaklar içinden çıkan aktivistlerin hemen hemen tamamının Pomak mücadelesine katılmadan önce Türkiyede toplumsal ve sınıfsal mücadelelerinde aktif rol almaları, bu alanlarda oluşan bilinçle kendi siyasal görüşleri doğrultusunda belli bir mücadele yürütmüş olmaları bir handikapı da beraberinde getirmektedir.
Durumu şöyle örneklemekte fayda var.Bir arkadaşımız geçen dönemlerde bu durum için şöyle bir tespitte bulunmuştu.”Bizler siyaset canavarı olmuşuz , bundan dolayı Pomak mücadelesini yürütmekte zorlanıyor,kısa süre içerisinde kavga ediyor yada ayrışıyoruz.”
İşte bu noktada hareketimiz kendi içerisinde Pomak kimlikli kadrolarını var ettikçe bu olumsuz yönlerinden sıyrılabilecek ve akabinde Pomak halkının siyasal temsiliyetinin sağlanması için varlığını kabul ettirebilecek duruma gelebilecektir.
Pomak Halk mücadelesi öyle daha önceden içinde olduğumuz siyasal organizasyonlar gibi dünyayı değiştirmeyi hedeflemiyor. Pomak Halk mücadelesi günümüzde büyük altüst oluşları sağlamak amacıyla değil,Pomakların kimliksel,dilsel ve kültürel bilinçlenmesini sağlamak, tarihsel bütünlüğünü açığa çıkartmak amacıyla yapılmaktadır. Pomak Halk mücadelesi kendiliğinden bir halk mücadelesi evresinden çıkıp , kendisi için bir halk mücadelesine dönüştüğünde toplumsal öngörülerde bulunan “dünyayı değiştirmek isteyen” önermelere kendi çıkarlarını göz önüne alarak ayrıca değerlendirecektir.
NE YAPMAK İSTİYORUZ?
Aslında yapılmak istenen, Pomak Halk Mücadelesi çok basit olduğu için ,çoğu zaman anlamakta zorlanıyoruz. Çünki alışmışız bir kere , ulvi büyük şeyler için, idealler için canlar feda etmeye,edilmesini normal karşılamaya. Oysa Pomak halk gerçekliği henüz kendi benliğini öğrenme ve öğretme aşamasındayken ve yapısı gereği de Hayalci,Ütopik,Bilimdışı çerçeveleri kütle olarak algılıyamıyacağı muhakkaktır.
Pomak Halkı bilinçlenme mücadelesinde yapılması gereken aslında çok zor bir olaydır,çünki küçük şeylerle uğraşacağız,küçük adımlarla mutlu ve moral bulmayı ve Pomak halkı ile beraber uyumlu adımlar atmayı da öğreneceğiz.
Bu meyanda Pomak Halk kütlesiyle bütünleşerek;
*Dilimizi ; Egemen ulus dilinin karşısında 2. dil olma konumundan çıkartacağız.Ana dilimizi eğitim öğretim dili haline getireceğiz . Dilimizi lehçe farklıkları karmaşasından çıkartacağız.Dilimiz “ölmüş dil” kategorisinde yaşıyan kuşaklara ana dil bilicini asılıyacağız .Dilimizi edebiyat,matematik,teknik alanlarda kullanılabilir hale gelmesine çalışacağız.
* Kültürümüzü ; Pesnalarıyla,şiirleri,maniyle,romanları,hikayeleri ile edebiyatımızı zengileştireceğiz.Dezenfarmosyona uğramış geleneklerimizi onaracağız.Elimizden alınmış folklorik değerlerimizi ait olduğu kültürümüze katacağız.Dilimizin fonetik şekillenmesinde rol almış olan tadları,lezzetleri,mutfağımızı geri alacağız.
*Tarihimizi ;Mitolojik değerlerimizi efsanelerimizi derleyip görünür hale getirecek.Egemen ulus tarihine mal edilmiş olayları ayrıştırarak.Haklı yada haksız yer aldığımız tarihsel gelişmeleri kronolojik hale getirerek.Tarihimizin bir bütün olarak bize ait olduğunu diğer halklar nezdinde görünür kılarak.Pomak Halk Mücadelesini ilmek ilmek örecek, tuğla üstüne tuğla koyarak peşna söyler gibi bulunduğu evreden yeni bir evreye taşıyacağız.
POMAK HALK MÜCADELESİNDE HEDEF ŞAŞIRTMALARDAN UZAK DURMALIYIZ.
Öyle kimi yerlerde ,bazen duyduğumuz şaşalı ” Pomak ulusal kurtuluşu,Pomak ulusal mücadelesi” gibi sloganlara yada söylemlere objektif olarak baktığımızda da . Pomak halkının vermeye çalıştığı bilinçlenme mücadelesinin önüne bilimsellikten uzak ütopik hedefler koymak bu mücadeleye direk anlamda zarar verici olduğunu görmek ve bu tür söylemlerden uzak durmak zorundayız.
Pomak mücadelesi , Pomak halkının kendisi için halk olma bilinçlenmesi oranında hedeflerini belirleyeceği ve büyüteceği bir mücadele olacaktır.
Var olan objektif koşullarda hedefleri bilimsel gerçeklerden uzaklaşıp , ütopikleştirdiğimiz oranda , yaptığımız hiçbirşey bizi insan olarak tatmin etmeyecektir.
Demokratik Pomak Hareketinin , Pomak Halkının objektif verilerine bakarak vardığı sonuçta, bırakın Pomakların ulusal mücadelesini vermesini, 5 ülkenin egemen ulusal sınırları içersindeki herhangi bir ülkede azınlık olma kriterlerine bile uymadığını göreceğiz.Fakat bu kriterlere uymuyor olmak , bizim halk kimliğimizi savunmaya ve bu çerçevede örgütlenmemize engel değildir.Zaten bu yüzden buna biz Halklaşma süreci ve bilinçlenme süreci diyoruz.
NEDEN AZINLIK DEĞİLİZ ?
Evvela azınlık kime denir biraz bakmakta fayda vardır. Genel anlamda kabul gören görüşe göre,bir devletin nüfusunun geri kalanından farklı etnik,dinsel ya da dilşel özellikler taşıyan gurubun bu farklılıklarını korumayı isteyen bir azınlık bilincine sahip olması gerekir.Aksi takdirde söz konusu gürübün asimile olmak istediği anlaşılır ve bu gurup azınlık olarak nitelendirilemez.Sınıf bilinci olmadan sosyal sınıf olamıyacağı gibi, azınlık bilinci olmadan da azınlık olunamaz.Yine 1991 tarihli ulusal azınlıklarla ilgili AGİK Cenevre Toplantısından itibaren bir gurubun azınlık olarak sayılabilmesi için objektif koşulların tümünün mevcut olmasının yeterli olmadığı, bu konuda azınlık bilincinin belirleyici bir koşul olarak kabul edildiği görülmektedir.
Hal böyle iken; Pomak halkı zorlu asimilasyon uygulamaları sonucunda bile olsa , egemen ulus dili karşısında ana dilini ikinci plana almışken, yer yer kuşak kuşak “ölü dil” kavramını içselleştirmişken , örgütlemeye çalıştığımız ‘Pomak Halkının Bilinçlenme ve Halklaşma Mücadelesi ‘ ne ütopik tespitlerle, hayalci yaklaşımlarla katkı sağlanamaz , sağlanması da mümkün değildir.
KONUMUZUN BAŞINA DÖNERSEK , BİZ NE İSTİYORUZ DİYE SORMUŞTUK.
Bizler Pomak halkının bilinçlenme ve kendisi için Pomak olma mücadelesinde emek harcamayı göze almış olanlarız . Bizler Pomak halkının yaşadığı her alanda örgütlenmesini,kimliğine,diline ve kültürüne sahip çıkmasını istiyoruz. İstemekle de kalmıyoruz,bizzat bunun gerçekleştirilmesi için yoğun bir emek ve mücadele sergilemekteyiz.
Klasik sol yada ulusalcılık hastalığına düşmeden, öyle şaşalı teoriler ortaya koymadan, istediğimiz gayet basit ve net. Var olan problemlerin aşılması için en iyi çözüm yolu Pomakların bilinçlenme mücadelesini örgütlemek ve bu noktada bilinçlendikçe varlığını kabul ettirmektir.
Bizler kendimizi tanıdığımız,tarihimizle,kültürümüzle,dilimizle ortaklaştığımız oranda tanınacağız.
Pomak mücadelesi dar, sığ, ideolojik kalıplara sığmayacak kadar geniş bir çerçeveyi kapsamaktadır.Bunun için çeşitli ideolojik kalıpları gelip Pomaklara yansıtmaya çalışmak, verilecek olan mücadelenin sekteye uğramasına sebebiyet verebilecektir.
Oysa Pomak Halklaşma mücadelesinde ,siyasal anlamda yelpazenin en solundan başlayarak en sağına kadar kişilerde olacaktır, liberal veya ulusalcı(Pomaklık ekseninde) kişilerde olacaktır, inançlı Pomaklar olduğu kadar , inançsız Pomaklar da olacaktır, çünki Pomaklık bir etnitisedir (soylu) kimliktir. Koskoca bir coğrafyada yayılmış, tarihsel hafızası bulunan, ana dilinde ortaklaşan bir halkı , bir egemen ulus sınırları içindeki siyasal düşünceye angaje etmek ve onun ayrıntılarına, ritüellerine mahkum etmek insafsızlıktan öteye gitmeyecektir.
ÜTOPYALAR YANLIZLAŞTIRIR, GERÇEKLER YAKINLAŞTIRIR.
Bizler, Pomak kimliğinin,dilinin ve kültürünün tanınması ve kabul edilmesi ,tarihsel derinliğimizin görünür olması için mücadele veriyoruz.
Bizler, Demokratik Pomak Hareketi olarak ayakları yere basan bilimsel veri ve kanıtları esas alan uçuk ve ütopik tespitlerden uzak durarak , var olan gerçekliğimizden yola çıkmaktayız.
Bizler, Pomak halkına herhangi bir ideolojik kılıf biçmiyoruz (politik hedeflerimiz saklı kalmak kaydıyla ) ve diğer halklarla birlikte eşit yaşam ve mücadelenin gerekliliğini öngörüyor ve savunuyoruz.
Bizler, Pomak halkını bir araya toplayacak olan yegane bilincin ve ideolojinin kendisi için Pomaklık bilincinin gerekli olduğuna inanıyoruz.
Bizler, bundan kaynaklı da yaptığımız mücadeleyi ” Pomak Halkının Bilinçlenme ve Varlık Mücadelesi” olarak özetliyoruz.
MÜCADELEMİZ AYNI ZAMANDA DEMOKRASİ MÜCADELESİDİRDE.
Tüm bunların dışında , şunu da tabiki unutmamak gerekiyor.Pomak mücadelesinin,Pomak halkının yaşadığı egemen ülkenin genel koşullarından bağımsız bir gelişim göstermesi beklenemez.Bundan kaynaklıda , yaşadığı ülkenin her türlü sorununa,demokrasi mücadelesine duyarlı olmak ve bu konuda üzerine düşenleri yapmak zorundadır. Çünki Pomak bilinçlenmesi en nihayetinde yaşanılan ülkeninde demokratik bilinçlenme ve kazanımların geliştirilmesi mücadelesidir de.
Bu demokrasi mücadelesi tek başına verilemiyeceği için Pomak Halkı diğer toplumsal katmanlarla veya benzeştiği halklarla , inançlarla demokratik zeminlerde kendi kimliği ve gerçekliği ile işbirliği içerisinde olmak , mücadele birlikteliklerinde bulunmak ve kendisini geliştirirken , çevresini ve yaşadığı ülkeyi de demokratikleştirerek geliştirmek zorundadır.
Bizler, Demokratik Pomak Hareketi olarak yukarıda saydığımız tespitler doğrultusunda Pomak halkının yaşadığı en küçük birimde bile örgütlü ,bilinçli bir halk olmasının mücadelesini veriyoruz.
Herkez gibi bizlerde biliyoruzki,bilinç olmadan sonuç olamaz. Pomak halkının varlığını egemen ulus devletlere kabul ettirmek istiyorsak, yapacağımız şey bilinçlenmek ve var olduğumuz yaşam alanlarında örgütlenmek , bu örgütlülüklerimizle tüm alanlarda demokratik birlikteliği savunarak müdahale etmektir.
Türkiye topraklarında varolan biz Pomaklar sistemin 140 yıldır 40 ceşit asimilasyonuyla baş etmeye calışırken, tekci zihniyetin hayatın her alanına nufus etmeye calışmasının sıkıntısını yaşıyoruz.
Demokratik kurum ve kuruluşlar Osmanlıya eşyanın tabiatı gereği yabancı iken yine varolmasının gerektiği kadar gereken yerde halklar üzerinden devşirmeciliğini gercekleştirir geri kalan süreçte ise halkların dilene kültürüne dayanışma geleneklerine karışmazdı.
Osmanlının feodal yapısının icinde gelişen kapitalizme meyilli bir devletci zümrenin kapitalizmin emin ve sığ sularına demir atması zaman icinde dünya halklarınca takip edildi.
Tabiki beklenti kapitalizmin “Demokrasi” tarafının da gelişmesi,serpilmesi gerektigiydi. Aradan gecen 90 küsür yıla ragmen Demokrasimiz ‘gelişememiş bir demokratik gelişmişlige’ ulaşırken anti demokratik tekci zihniyetin kurumsallaşması- yasallaşması süreci neredeyse kezintisiz gelişti.
90 küsür yıllık “ulusal”kapitalizmimizde dogru düzgün gelişen,serpilen Tekelci sermaye ile bütünleşen tekci zihniyet Alman Faşizmine rahmet okutacak kadar kurumsallaşma-yasallaşma aşamasına ulaştı.
Faşizmin tüm kurum ve kuruluşlarıyla devletleşmesi asimilasyonda ‘Halklar mezarlığına’ payesine ulaşmış bu topraklarda Demokratik hakların kırıntısına dahi tahammül edilemez hale geldi ve yerleşti kaldı.
Bu topraklarda asimilasyona maruz kalan diger halklarla birlikte Pomak Halkınında ortaklaşabileceğimiz mücadele tarzı olan demokrasinin gelişmesidir.
Sas Parlementi Do Demokracija- Meclislerle Demokrasiye
Demokrasinin pratik olarak gelişmesinin yollarından biride hayatın her alanında oluşacak olan yerel Meclislerdir.
Meclisler hayatın problemli alanlarında tüm bireylerin söylenecek sözününün, yapacak işinin, eyleyecek eyleminin oldugu mücadele alanlardan biridir. Tekci antidemokratik ceberrut merkezin anti tezi Yerel, yöresel,alanlar meclisleridir.
Sas Demokratiçna Repuplika Do Svabnost-Demokratik Cumhuriyetle Özgürlüğe
Yerel Meclislerin hayatın her alanında müdahil oldukça meclislerin Kongre formunda bütünleşmesi içeriği silinmiş içi boşaltılmış Cumhuriyetin niteliğinin Demokratik Cumhuriyete dönüşmesini izleyecektir.
İşte o zaman Halkların Demokratik mücadelede asli paylaşımı başlıyacak tüm demokratik kurumlarda onurlu yerini alarak tekçi asimilasyonu diger anti demokratik kurum yasalarla beraber tarihteki cöplüge iteleyecektir.
DEMOKRATİK POMAK HAREKETİ
About Post Author





