Pomaklara uygulanan katliam ve zulümler.

Pomaklara uygulanan zulüm ve katliamlar üzerine olayların canlı şahidi Pomak Abdulkerim’in Trakya-Paşaeli Gazetesi sahibi Mehmet Şeref Bey e gönderdiği mektuptur. Bu mektupta olaylar özetle şöyle dile getiriliyordu:

1. Köyün her evinden bütün ihtiyarlan ve çocuklara varancaya kadar herkes birer birer sürüklenerek köy meydanına getirildi. Abdioğluııun gelini
o gün tosun gibi erkek çocuğu doğurmuştu. Bu evin halkı meydana sürükle­ nirken yerinden kalkamayan gelinin yanındaki çocuğu bir Bulgar komitacısı elindeki kasatura ile sekiz parçaya ayırmıştı. Zavallı genç kadın yavrusuna sa­ rılmış bir dişi kaplan gibi hasta haliyle herifin boğazından yakalamıştı. Elleri kilidi (kelepçeli) olduğu halde herifi yere yuvarladığı sırada yanındaki vahşi canavar, gelinin beynine bir kurşun sıkarak öldürmüştü. Şimdi köyün dört yanına bu canavar sürüleri yayılmış her köşeden bir acıklı ses çıkıyordu. Alanlığa doğru sürüklenen ihtiyarlar yalvarıyor, her yalvarış sesine bir tüfek dipçiği cevap veriyordu.

2. Genç kızlar saçlarından sürükleniyor, yavrusunu göğsüne basmış an­ neler, üç yaşındaki çocuğunun kolundan tutmuş taze gelinler kamçı, tüfek ve kasaturalarla meydana sürükleniyordu. Sokak başında yürüyemeyen sek­ senlik iki ihtiyar yauyordu. Bizi tamamıyla topladılar, bütün erkekleri evler­ den getirdikleri urganlarla bağladıktan sonra kadınları bir tarafa ayırarak asıl şimdi ikinci zulüm başlıyordu. Aramızdan henüz silah alüna girmemiş kırk elli redif çağındaki gence hendek kazdırdılar. Hendek bir mezar çu­ kuru kadar olmuştu, yarı bele kadar inmişti, tekrar hepsinin elleri ayaklan bağlandı ve arük sırasıyla bu adamlar çukurun içine üst üste ve yan yana ya- ürıldılar. Şimdi kamçıları şaklıyordu. Kadınların ellerine kürekleri vererek hendekleri doldurtuyorlardı. Hendek içinde boğuk feryadlar ve iniltiler ge­ liyordu. Kalanlar yaylım ateşine tutuldular. Şu garip mezarları üstüne birçok kadın ve kız yığıldı. Şimdi burası cesederle dolu bir mahşer olmuştu.

3. Öteden bir papaz ortaya çıku. Elinde kocaman bir haç, belinde han­ çeri, tabancısı, arkasında tüfeği olduğu halde ilerleyerek geldi. Bir işarede hepsini durdurarak arük bunlann Müslüman değil aslen Bulgar ve Hristiyan olduğunu, şimdi hakiki ana dinlerine döneceğini söyleyerek, derhal ortaya bir kocaman kazan getirildi. İşte biz şimdi zorla Hristiyan yapılıyor, vaftiz ediliyorduk. Caminin minaresi hemen Müslümanlara yıkünldı. Nereden ça­ bukça bulup getirdikleri bir çan takılarak hepimiz Hristiyan edildik. Kadınlann örtüleri yırüldı, vaftiz soyunun başına getirilerek vaftiz edildiler. Bir yandan feryadlar yükseliyordu.

4. Tam bu sırada köye yayılmış eşkiya sürüleri tarafından köy ateşe ve­ rildi. Bu zulümleri ben gözümle gördüm. Hayata küstüm. İşte oğlum, işte güzel mesud köyden elde bir enkaz ile ırzı yırülmış sürülerle kadınlar, bir yığında şehidlerin hendekler içinde sürünürken toplanarak mezarlığa nak­ ledilen kemikleri kaldı. Şimdi siz gözümün önünde geçen vakadan daha canlı olarak Bulgar mezalimine şahid mi arıyorsunuz? İnsan kılığında ol­ duğu için insanların haya etmesi lazım gelen bir millet varsa o da Bulgarlardır.

Kaynak : Pomak Abdulkerim, ‘Bulgar Zulümleri”, Trakya-Paşaeli gazetesi. 13 Ocak 1919, ıır. 7.

Aktaran : Zekai Güner

About Post Author

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail