
İyiliklerin Ak Tanrılardan kötülüklerinse Kara Tanrılardan geldiğine inanılan cağlarda Perun baba isimli bir baş tanrı varmış. Efsane bu ya bu tanrı babanın oturduğu yer yüce kayın ağacının en tepesin de oturur ve oturduğu yerden etrafı gözetler iyiliklerini dağıtmaya çalışırmış.
Bu arada çok kızdığı Veles isimli Tanrıyı gözetler fırsat buldukça onu fırtınalarla korkutur yıldırımlarla kaçırtır sularda boğmaya çalışırmış. Bu nedeni ise her gün sonunda sevgili eşi Güneş tanrısı Dazbog ‘u elinden alması ve gece boyunca eş olarak kabul etmesiymiş.
Sabah olunca Dazbog ana Veles ’in elinden kurtulur güler yüzüyle sevdiği eşi Perun’a koşarmış. Ama Veles ‘in hainliği tutunca Günlerce Dazbog anayı bırakmadığı olur, uzunca kış günlerinde güneş ana ne yapsa Veles in elinden kurtulamaz günler bile gecelere benzemeye başlarmış.
Veles Kötü şeyleri, Hastalıkları,belaları,yoklukları, etrafına toplamakla ünlenen ama aynı zamanda Çobanlarıda korumakla nam salan bir tanrıymış. Çobanları korumasının nedeni ise Güneş ana yüzünden kafası iyiden iyi bozulan Peru’n babanın o nu gördüğü yerde yıldırımlarla vurmaya çalışması, fırtınalarla selleri azgınlaştırıp onu boğmak istemesiymiş.
Ama kurnazlığın ve hilekârlığında koruyucusu olan bu hünerler ide çok iyi bilen Veles, hemen bir köpek kılığına girer Koyunları koruyan bir sadık bir köpek gibi davranır Peru’nun hışmından kurtulurmuş. Bazen sürüde otlayan güzel gözlü bir inek olur, bazen anasının kuzusu minik bir oğlak, bazen yükten bunalmış bir eşek oluverirmiş. Bundan dolayıdır ki Veles hiç sevmediği insanoğlundan sadece çoban kısmışını korur kollarmış.
Ama kurnazlığın ve hilekârlığında koruyucusu olan bu hünerler ide çok iyi bilen Veles, hemen bir köpek kılığına girer Koyunları koruyan bir sadık bir köpek gibi davranır Peru’nun hışmından kurtulurmuş. Bazen sürüde otlayan güzel gözlü bir inek olur, bazen anasının kuzusu minik bir oğlak, bazen yükten bunalmış bir eşek oluverirmiş. Bundan dolayıdır ki Veles hiç sevmediği insanoğlundan sadece çoban kısmışını korur kollarmış.

Mart ayında Daha da kızışan Perun Veles kavgası neticesinde yeryüzüne yüzbinlerce Şimşek yağarken Veles kaçar Perun kovalarmış. Gökyüzü şimşekten dolar bu kavganın gürültüsünden kulaklar sağır olurmuş.
Bu kavganın arasında kalıpta Şimşek vurup ta ölmeyen insan Ermiş sayılırken, Şimşeğin düşüp yaktığı topraklarda ise Güzel, zarif zambaklar çıkarmış. Artık geceleri Vellesin daha az elinde tutabildiği güneş anamızın daha çok Perun’ un yanında olduğu günlerin başlangıcı olan günün akşamında( 5 Mayıs) toprak ve ağaç küplere Perunika zambakları konur üstleri suyla doldurulur ve Kadınlar kızlar ve çocuklar Hıdrellez (Gergövden-Gergüden-Gergöv- Hederlezi) sabahı yıkanarak baharın gelişini kutlarlarmış.
Bu gün bile Pomakların yaşadığı yurtlarda vazgeçilmez bir çiçek olan Zambak (Perunka) Pomak soylu olup ta unutanların, unutturulanların yanı baslarında muhakkak açmaya devam ediyor.
Günümüzde hala pomak köylerinin her evin bahçesinde mutlaka perunika vardır.
Hatta mezarlıklarında mutlaka perunika vardır.
Hatta mezarlıklarında mutlaka perunika vardır.
Şaban Korkmaz.
27.Mayıs.2012 /Pomaknews- Çanakkale
27.Mayıs.2012 /Pomaknews- Çanakkale
About Post Author






Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.