POSTED ON ARALIK 8, 2018
Lazlar veya Laziler (Çaniler), Türkiye ve Gürcistan’ın Karadeniz kıyı bölgelerinde yaşayan Kolkh dili konuşan ve bölgedeki en eski yerli etnik gruptur.
Bugün Laz halkının toplam nüfusu hakkında tahminler, kuzeydoğu Türkiye’de ve Gürcistan’ın batı ve kuzeyinde yaşayan, 400 bin ila 1,6 milyon arasında nüfusa sahip oldukları iddia edilir. Lazlar, Megrel, Svan ve Gürcüce ile aynı güney batı Kafkas dil ilesinin bir üyesi olan Laz dilini konuşur. Laz dili, 2001 yılında yaklaşık 130.000 ila 150.000 konuşmacı ile UNESCO tarafından yüksek tehlike altında olarak sınıflandırılmıştır.
Laz ya da Tçani (Tzani) kavminin tarihi eski Kolheti kavmi Kolkhiler ile başlar. Bilindiği gibi Kolheti Krallığının nüfusunu Laz-Tçanlar ile Magral-Megreller (Egrisliler) teşkil ediyordu. Bunların kullandığı lisanın ortak adı zan diliydi ve bu kavimler kendilerine hep birlikte Kolkhi derdi. Yani bugün Laz dediğimiz halkın kendisine verdiği ve bilinen ilk ismi Kolkhidir.
TARİHTE İLK KEZ GEÇEN LAZ İSMİ, TARİHİ VE COĞRAFİ DURUM
Laz halkının kökleri Scylax’ten Procopius ve Agathias’a kadar birçok tarih yazarı tarafından yazılmıştır, ancak Laz ismi bu halka M.Ö. 2. yüzyıl civarında ilk kez Pliny tarafından verilmiştir, Svan toponym La-zan’a (yani La = bölgesel önek + Zan) da ilişkili olabilir.
6. yüzyıla gelindiğinde, Pontuslu Kolkhlar Tzanni (Zani / Çani) olarak biliniyordu. Aynı zamanda Phasis vadi havzasında Kafkasyada da Lazika devleti (ya da Gürcü kaynaklarında Egrisi) vardı. Bu Lazika devletinin sınırı sıklıkla değişse de uzun süre bugünkü Rizenin Pazar (Atina) ilçesinin az ötesine kadar olan Melyat deresi civarına kadar olan coğrafyayı elinde tutmuştur. Procopius’a göre, Bizans İmparatoru Justinian, 520’lerde Tzanların topraklarını işgal edip onları Hıristiyanlığa dönüştürdü. Antik metropol olan Phasis, Bizans İmparatorluğu tarafından ortadan kaldırıldığında, Trebizond Metropoli Lazların piskoposluğuna dönüştü. O zamandan beri de Güney Kolkhian kabilelerinin ismi Yunanca verilen Lazi olarak anıldı.
Bizans İmparatorluğu içinde kalan bu Lazlar zaman zaman tekrar özgürlüklerini kazandılar ancak Lazika’nın daha doğusundaki bugünkü Lazlar ve Megreller diye anılan Lazlardan az da olsa farklılaştılar, bunlar kısmen günümüze kadar “Laz” adını korumuşlardır. Rize Pazar (Atina) ötesi halkın bir kısmı hala Laz ismini korusa da dilini kaybetmiş, kültürel olarak da değişme uğramışlardır. Sonuç olarak Megreller ve Lazlar tarihte Laz olarak anılan tek bir halktır.
Laz etnik olarak Kolkhların devamıdır. Birçok modern teori, Laz-Mergellerin atalarının, antik çağda Güneydoğu Karadeniz bölgesinde baskın etnik ve kültürel varlığı oluşturduğunu belirtirler. Lazlar Gürcüler ile komşu olmakla birlikte kesinlikle ayrı bir halk ve ayrı bir dil konuşurlar. Sadece uzak etnik ve dil akrabalıkları vardır. Bu en fazla İspanyol ve Portekizli gibi izah edilebilir.
Kolkhida Krallığının ilk kuruluşunun M. Ö 14yy olduğu genel kabul görür. M.Ö 7. Milenyumda Kolkhis coğrafyasında Şarap ve Altın madenlerinin olması, 3. Bininci milenyumdan kalma altın heykelcikler olması kültür ve yerleşim tarihinin çok daha eski olduğunu gösterir. Bu da normaldir. Bir medeniyetin 14yy da devletleşebilmesi için önceden bir kültür ve yerleşim tarihinin olması gerekir.
M.Ö. 14. yüzyılda, bugükü batı Gürcistan ve Türkiye’nin kuzey-doğu illerini, Trabzon ve Rize illerini de kapsayan bölgede yaşayan kabilelerin konsolidasyonu sonucu Kolkhis Krallığı kuruldu. 8. Yüzyılda ise, Karadeniz kıyıları boyunca çeşitli Yunan ticaret kolonileri kuruldu.
MÖ 6. yüzyıla kadar, güney Kolkhiste (Macrones, Moschi, Marres, vb.) Yaşayan kabileler, büyük Pers savaşlarına dahil olmuşlardır. Akhaemenid İmparatorluğu Büyük İskender tarafından yenildi, ancak İskender’in ölümünün ardından, Mithridates tarafından yönetilen Güneydoğu Karadeniz’in köşesinde, Pontus dahil olmak üzere Anadolu’da bir dizi ayrı krallık kuruldu. Pontus’un herhangi bir yerinde bulunan çok az sayıdaki Hellenistik Yunan yazıtları, Yunan kültürünün kıyı şehirleri ve mahkemelerin ötesine geçmediğini göstermektedir.
Lazların ülkesi Kolkhida’nın adı ilk kez, M.Ö.764 yılında Urartu kralı olan, II. Sarduri’nin dönemine ait bir kitabede geçer. MÖ.780 yılına doğru tahta geçen I. Argişti’nin döneminde bu akınlar sürekli hale gelmiş ve nihayetinde Diauhi ülkesinin tamamen işgal edilmiştir. Urartu ile Kolha ülkesi birbirine sınır olmuştur.
Diauhi ülkesinin kesin olarak Urartu topraklarına katıldığını ve Urartu devletinin artık Kolha ülkesinin doğrudan güney komşusu olduğunu belirten, -aynı zamanda birer sınır taşı işlevi de gören- geleneksel Urartu propaganda yazıtları, bahsedilen dönemde Aras nehri hattından, daha kuzeydeki Kolha ülkesi sınırlarına taşınmıştır. Bu yazıtlardan günümüze ulaşabilen bir tanesi, bugünkü Ardahan’ın kuzeyinde, Ortakent kasabası civarındadır ve Kolha ülkesi ile ilgili olarak, şu ana dek bulunabilen en eski yazılı belgelerden biridir:
“”… Kulha ülkesine karşı sefere çıktım.” (Payne, M.R. 2006)
Daha sonraki süreçte Urartular, sadece Kolha’nın sınır kabileleriyle savaşmışlar, sınır bölgelerini yağmalamışlar, ancak asıl hedefleri olan Kolha ülkesinin merkezî zenginliklerine hiçbir zaman ulaşamamışlardı. M.Ö 746 yılına tarihlendirilen 2.Kolha seferi kayıtlarından, bu kez Kolha ülkesi sınırında farklı bir yerleşimin hedef alındığı anlaşılmaktadır:
“…Sarduri der ki: Kulha ülkesine karşı sefere çıktım ve ülkeyi (…?) Kulha ülkesinin tahkimatlı kralî şehri İldamuşa’yı zorla ele geçirdim ve halkını yaktım. Kulha ülkesinin sadece orada bulunan (…?) adamlarını öldürdüm. Demir bir mühür hazırlattım. İldamuşa şehrinde bir yazıt diktirdim. Şehirleri (=köyleri) yakıp yıktım ve ülkeyi tahrip ettim. Erkek ve kadınlar sürgün ettim…”
(A. Mican Zehiroğlu – Ogni / M.Ö. 8. yüzyıl Urartu belgelerinde, “Kolha”)
Her ne kadar Kolha / Kolkhida’ya sefer olarak yazıtlarda belirtilse de bahsi geçen bölge bugünkü Artvin Ardanuç ve Meşe kasabaları civarı yani Kolkhida’nın Karadeniz’den en güneydeki sınır bölgelerinden ibarettir.
Kolkhis, yani kolkhida yerleşimleri en doğu Karadeniz kıyısı boyunca uzanan bir dizi akraba kabileler tarafından iskân edilirdi. Bunların başında Lazi (Çan), Machelones, Heniochi, Zydretae, Chalybes, Tabal / Tibareni / Tubal, Mossynoeci, Macrones (Tzan), Moschi, Marres, Apsilae, Abasci, Sanigae, Coraxi, Coli, Melanchlaeni, Geloni ve Soani (Suani) kabileleri gelirdi. Bazı tarihçiler bu isimlerin büyük kısmının aslında bölgeye gelen değişik ülkelerin gezginleri, tarihçileri tarafından verilen farklı isimlerden ibaret olduğunu belirtirler.
Bu Kolkhi kabileleri, etrafındaki Hint-Avrupa ülkelerinden gelen halklardan dil ve görünüm bakımından tamamen farklıydı ve birbirlerinin neredeyse aynı dile ve kültüre sahiptiler. Buradaki Helenlerce Lazi (Yakın zamanda Laz ve Megrel) olarak adlandırılan kabilenin dil ve kültürü diğer hemen her kabile ile ortak birçok yöne sahip ve dil olarak da anlaşılabilen olandı. Aslında bu kabile isimleri dışardan bu akraba halklara yaşam şekilleri, coğrafi konumları gibi nedenlerle verilen isimlerdir. Haliyle farklı farklı halklar değil sadece farklı isimlendirilmiş aynı kültür ve dile sahip tek bir halkın sonradan bir olup Laz olarak adlandırılmasından ibarettir durum.
(Birinci kısmın sonu. Kaynakça ve dipnotları yazı dizi bitince yazının tamamıyla birlikte ekleyeceğim)
Can Godel
About Post Author






Bir cevap yazın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.