Rodoplar’da başlayan ilk isyan hareketi, sonrasında bütün Doğu Rumeli’ye yayılmıştır. Bu kapsamda Ayestafanos Antlaşmasının imzalanmasından 40 gün sonra Rodoplar’daki direnişçiler ile Rus-Kazak süvari birlikleri arasında sert çarpışmalar yaşanmıştır.
Hacı İsmail Ağa yönetimindeki Pomak Ordusu askerleri burada Ruslara ağır kayıplar verdirmişlerdir. Rodoplar’da yükselen tansiyon, General Gürko’yu bölgeye sevk etmiş ve Rus General, Rodoplar’ı ele geçirmekle söz konusu durumun sona ereceğini düşünmüştür. Bu doğrultuda Kırcaali ile Mestanlı arasında bulunan 11. Rus süvari taburu ile 7– 8 Bulgar gönüllü süvari taburu, Rodoplar’a Pomak mevzilerine doğru yürümüşlerdir. 20 Nisan 1878’de gerçekleşen bu çarpışmada Hacı İsmail Efendi komutasındaki Pomak Ordusu askerleri tarafından geri püskürtülmüşlerdir.
Bunu gerçekleştiren isimler kimlerdir?
Bu noktada on plana çıkan 4 isim bulunmaktadır:
1. Timirski Ahmet Ağa (Başkomutan & Timraş Cumhuriyeti Başkanı)
2. Hidayet Paşa (Başkomutan)
3. Hacı İsmail Efendi (Rodop Bölgesi komutanlığı)
4. Kara Yusuf Çavuş (Plevne, Tatarpazarcığı, İslimiye, Lofça ve Kazanlık sahası)
Bütün bunların yanı sıra, Çirmenli Ali Efendi, Hacı Mümin, Hacı Ragıp, Kırcalılı Abdullah, Hacı Halil Efendi gibi önemli isimleri de saymamız mümkündür.
Rodoplar’daki direnişe Pomak halkı en önde katıldığı gibi, aynı zamanda Süleyman Paşa’nın Rodop Dağları’na çekilen kuvvetlerinin bir kısmının da katıldığını söyleyebilmek mümkündür.Bu kesimlere Rus ve Bulgarların yaptığı katliamlardan kaçıp Pomak kardeşlerinin korumasına giren yaklaşık 200bin civarı Türk te bulunmakta ve bu kesimin gençleri de savaşçı güç olarak bu cephede görevler almışlardır.Pomak ordusu askerlerinin ellerinde dönemin en iyi silahlarından olan ”Martin” marka tüfekler bulunmaktaydı.
Rodoplar’daki direnişçiler, 16 Mayıs’ta İstanbul’da bulunan ve Paris Antlaşmasını parafe etmiş olan devletlerin elçiliklerine gönderdikleri ve Rodop Hükümet-i Muvakkateşi mührünü taşıması pekçok tarihçi ve araştırmacı açısından yanılsamalara sebebiyet vermektedir.Rodoplardaki Timraş hükümeti tabiki kuruluşu süresince kendisini geçici direniş hükümeti olarak lanse etmiştir. Fakat Berlin antlaşmasında Pomak halkının istekleri yerine getirilmemesinden kaynaklı geçici hükümet mührü Timraş Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir.
Batılıların bu genç Cumhuriyete ilgisi
Rodoplarda gerçekleşen direniş Batılı Devletleri ve özellikle İngiltere’yi yakından ilgilendirmiştir. Bilindiği gibi, İngiltere Rusya’nın Yeşilköy Antlaşması’yla olması gerekenden fazla kazanç sağlamasını kendi çıkarları itibariyle sakıncalı görmüştür. Dolayısıyla Ayestafanos Antlaşmasının revize edilmesi gerektiği konusunda ısrarcı davranmış ve bu doğrultuda Fransa’yı da yanına çekmeyi başarmıştır. Rodoplarda gerçekleşen direniş Rusları Edirne’de ve İstanbul’da bir hayli güç duruma düşürmüştür. Kısacası, Rodoplar’daki direniş İngiltere’nin ve Osmanlı Devleti’nin objektif olarak elini kuvvetlendiren bir delil olmuştur. Hatta kimi kesimler İngilterenin de istekleri lehinde gelişmiş olan bu objektif durumu komplo teorileriyle süsleyerek, Rodop direnişinin ardında İngiliz desteğinin olduğunu ileri sürmektedirler.Tabiki bu iddialar,iddia olmaktan öteye gitmeketedir.
Bu kapsamda 13 Temmuz 1878 tarihinde Berlin Antlaşması imza edilmiş, Rodoplar’daki duruma ilişkin olarak bir tahkikat komisyonu kurulmuş ve Büyük Bulgaristan 3 kesime ayrılmıştı: Makedonya Osmanlı Devleti’ne bırakılıyordu. Kuzeyde bir Bulgar Prensliği kuruluyor ve Şarkı Rumeli adı altında bir vilayet kuruluyordu.Fakat burada Timraş cumhuriyeti yer almamış.Bundan mukabil, ilk başta kullanılan Geçici direniş hükümeti (Rodop Hükümet-i Muvakkatesi ) ismi artık kendisini ” Rodop Timraş Cumhuriyeti” olarak ilan etmiştir.
Şarkı Rumeli’ye ilişkin düzenleme hayli ilginçtir. Nüfusunun büyük çoğunluğu Türk olan bu vilayeti Padişahın onayı alınarak atanacak bir vali Filibe’den yönetecekti. Bu durum Rodoplar’da tepkiyle karşılanmış ve Hacı İsmail Efendi pek oralı davranmamıştır. Hatta Rodop lardaki Pomak Orduları Flibe(Plovdiv)ye doğru ilerleyerek orayıda Timraş Cumhuriyetine katmak istemişlerdir.Akabinde Osmanlı yönetimi tarafından eğerki pomak ordusunun Filibeye yürümesi halinde karşılarında Osmanlı kuvvetlerini bulacağı ve bir çatışma yaşanacağı uyarısında bulunulmuş.Pomak ordusu komutanı Hacı İsmail Efendi de Osmanlı askeri öldürmeyeceğini dile getirerek bu harekattan vazgeçmiştir. Fakat ne yazıkki daha sonra, Bulgar orduları bu bölgeyi ilhak edecektir ve artık geri alınması şansı kalmayacaktır.
Netice itibariyle Ruslar, Berlin Antlaşması hükümleri gereğince, 9 aylık bir sürenin ardından Bulgaristan’ı boşaltmak zorunda kalmıştır. Filibe’de atanan vali (Aleko Paşa) 5 yıllık bir sürenin ardından görevinden alınmış ve yerine Gavrıl Paşa getirilmiştir. Daha sonra Bulgar liberalleri tarafından 1886 yılında gerçekleştirilen bir darbe sonucunda Doğu Rumeli vilayeti Bulgar Prensliği ile birleştirilmiştir. Osmanlı Devleti, olayı silah kullanmak yerine siyasetle çözme yoluna gitmiş, ancak bu politikasının sonucunu vilayetin kaybıyla görmüştür. Her ne kadar Pomak ordusuna herhangi bir yardımda bulunulamamışsa da, Bulgaristan ile yapılacak bir savaşta Pomak ordusuna silah yardımında bulunacağından bahsedilmektedir. Ancak Rodoplar’daki bu Genç Pomak Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti’ne ve saltanata olan bağlılıklarını her fırsatta dile getirmiş olmaları kendilerininde kalıcılaşmasının önünde engel teşkil etmiştir.. Osmanlı Devleti’nin yaptığı hata, ileriki dönemlerde Garbi Trakya Müstakil Hükümeti örnekleminde de kendisini gösterecektir.
Rodoplar’da yaşanan bu gelişmelere baktığımızda, 1886 yılına kadar gelindiğinde Rodoplar ve Ropçöz’da Filibe bulunan valinin herhangi bir otoritesine rastlamak mümkün değildir. Zira bölge halkı kendi mahkemelerini kurmuş, kendi kolluk kuvvetleri olan ve halk temsilcileri bulunan bir statüye sahiptir. Doğu Rumeli’nin Bulgaristan ile birleşmesi otomatik olarak direniş hareketininde sonunu getirecek bir gelişme idi. Bundan sonra Pomak ve Bulgar orduları arasında çok sert savaşlar yaşanmış ve pek çok yer kaybedilmesine sebebiyet vermiştir.
Ama sonuç olarak yaşanmış olan ve Pomakların ilk kez kurduğu bu Genç Cumuriyetin bazı noktalarının belirtilmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Rodoplar’da gerçekleşen Timraş Cumhuriyetinin kurulma hadisesi herkezce bilinmektedirki Rodopları aşan nitelikte sonuçlara sahiptir. Bu Cumhuriyet denemesi aynı zamanda ve yine Pomakların üstlendiği büyük roller neticesinde Batı Trakya’da gerçekleşen Cumhuriyet denemesi ve en önemlisi Anadoluda verilecek olan Kurtuluş savaşı açısından bir laboratuar işlevi görmüştür.
Türkiyenin Kurtuluş savaşına can veren özgürlükçü havayı sadece İzmir’in işgali sonrasında ortaya çıkan atmosferde değil, aynı zamanda 93 Harbi sonrasında Rodoplar’da oluşan bağımsızlıkçı ve özgürlükçü havada aramak daha doğru olacaktır. Pomak halkı, Osmanlı sonrası Cumhuriyet esasları temelinde bir özgürlüğünde varolduğunu herkeze göstermişlerdir.
Asıl üzücü olan nokta ise, günümüzde Rodoplarda yaşayan insanlarımızın böylesi bir geçmişe sahip olmalarına rağmen, günümüzde bu bilgi ve olgulardan iyice soyutlanmış olmalarıdır.
Yinede Pomak halkının değerlerine sahiplenmesi çokta uzak görünmemektedir. Nasılki bu Genç Cumhuriyet deneyimi,sonrasındaki Batıtrakya Cumhuriyetine ve Türkiye Kurtuluş savaşına ruh verdiyse,yeniden Pomak halkının kendisini özgürleştirecek ruhu da yakalamasına katkı sunacaktır.
Bundan dolayı Rodoplardaki Timraş Cumhuriyetinin önemini herkez kavramak zorundadır.
Bitti…..
İBRAHİM KENAR
Genel KAYNAKLAR
AYDIN, Ahmet; “Batı Trakya Faciasının İç Yüzü”, İstanbul: Akın Yayınları, 1971.
Batı Trakya’nın Sesi, Sayı:65, Ağustos 1988.
BIYIKLIOĞLU, Tevfik; Trakya’da Milli Mücadele, I.Cilt, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987.
GÜNDAĞ, Nevzat; “Garbi Trakya Hükümet-i Müstakilesi”, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1987.
ÖZKAN, Tuncay; “MİT’in Gizli Tarihi”, İstanbul: Alfa Yayınları, 2003.
YALÇIN, Soner; “Teşkilatın İki Silahşoru”, İstanbul: Doğan Kitap, 2001.
About Post Author





